Coğrafyamız
Gülen’in mankurtları nasıl azgın kurtlara dönüştü?
15 Temmuz darbe girişimi aynı zamanda bir ‘hareket’in nasıl patolojik bir vakaya dönüşebileceğini de gösterdi. Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Çaha, FETÖ üyelerinin zihniyet dünyasını mercek altına aldı.
PROF. DR. ÖMER ÇAHA - KARAR
Darbe akÅŸamına ait, yüreÄŸimizi burkan ve öfke duygularının kabarmasına yol açan çok sayıda görüntü medyada dönüp dolaşıyor. Beni en çok sarsan karelerden biri, tankların önünde duran bir kadının maruz kaldığı ateÅŸin sonucunda yere kapaklanmasını resmeden görüntü oldu. Kadın, ellerini kaldırarak ölüm makinesine bir ÅŸeyler anlatıyor; ancak aldığı cevap, bir azgın kurdun silahının yivli namlusundan çıkan kahredici kurÅŸun oluveriyor. O görüntüyü seyrettikçe Cengiz Aymatov’un Gün Olur Asra Bedel romanında betimlediÄŸi “mankurt” tiplemesine gidiyor aklım.
Mankurt, bir adamın aklıyla, vicdanıyla, tüm insani melekeleriyle bir efendiye teslim oluşunun hikâyesini anlatır. Hikâye kısaca şöyledir:
Kaçırılan bir delikanlı, birtakım yöntemler uygulanarak beyni yıkanır ve efendisine mutlak surette teslim olur, kulu kölesi haline gelir, efendisinin dışındaki herkesi düşmanı beller. ÇocuÄŸunu kaybeden anne uzun aramalar ve uÄŸraÅŸların sonucunda bir gün oÄŸlunun izini bulur. OÄŸlu, efendisinin develerini gütme “hizmeti” görmektedir. Anne, anneliÄŸin verdiÄŸi hasret duygularıyla kollarını açarak ona doÄŸru koÅŸarken oÄŸlu, onu efendisinin develerine zarar verecek bir varlık olarak algılar ve yaklaÅŸmaması için uyarır. Anne, çocuÄŸunun bir ölüm makinesine dönüşünden habersiz olarak ona doÄŸru koÅŸar. Birkaç adım attıktan sonra oÄŸlu olacak mankurtun silahından fırlayan kurÅŸun yüreÄŸine saplanır, olduÄŸu yere yığılıverir.
***
Fetullahçı Terör Örgütü’nde yer alan militanlar, Gülen’in öğretisini dinin kutsal kitabı, kendisini peygamberi ve ilahı haline nasıl getirebiliyorlar? Yaptıklarının, söylediklerinin hiçbirini nasıl olur da hiç sorgulamaz; kendisini bütün dünyaya hükmeden, yanılmaz, yanlış yapmaz masum bir kâinat imamı olarak kabul ederler?
Bu soruların cevabı Gülen örgütü içinde yetiÅŸen insan tipinde gizlidir. Gülen örgütü, tavlamak istediÄŸi bir insana hayatında görmediÄŸi sıcak ilgiyi, sevgiyi, sevecenliÄŸi göstererek; ona hak etmediÄŸi deÄŸeri vererek, gerektiÄŸinde hediyelere boÄŸarak duygu dünyasına hükmeder ve onu zamanla kendi sarmalına alır. Örgüte entegre ettikten sonra endoktrinasyon süreci devreye girer. Endoktrinasyon, insanın “ben” duygusunu yok etmekle baÅŸlar. KiÅŸinin benliÄŸi, kiÅŸiliÄŸi, ÅŸahsiyeti “ene” söylemi üzerinden ÅŸeytanlaÅŸtırılarak yok edilir; onun yerine Gülen’in ve örgütünün kabarık beni yerleÅŸir. Endoktrinasyon süreci tamamlandığında örgüte giren insan sadece kiÅŸiliÄŸini kaybetmez; aynı zamanda düşünme ve sorgulama yetisini, beraberinde de adalet, acıma, merhamet ve ÅŸefkat duygusunu, hatta ahlaki duyarlılığını da yitirir. Artık tek varlık nedeni örgüte hizmettir. Hizmetin üç ayağı vardır: Örgüt için durmadan çalışmak, ona maddi kaynak temin etmek ve aynı zamanda bir istihbarat elemanı gibi örgüte baÅŸkası veya olup biten hakkında bilgi taşımak.
Gülen örgütüne mensup mankurtlar Aymatov’un mankurtu gibi sade, yalın, düz, tek kiÅŸilikli robotik insanlar deÄŸildir. Aksine çok kiÅŸilikli, çok suretli oynak bir yapıdadırlar.En az iki tane yüzleri vardır. Birisi herkese sahte gülücükler atan, gülümseyen, her kılıfa girebilen “görünür” kiÅŸiliktir. DiÄŸeri ise çoÄŸu zaman “ötekine” karşı nefret ve öfkeyle dolu, gerektiÄŸinde canavarlaÅŸan, ölüm makinesine dönüşebilen, “abilerin” dümen suyunda aÄŸdaki balık gibi çırpınan, bin bir çeÅŸit fücur ve fesatla dolu “gizli” kiÅŸiliktir. Bu gizli kiÅŸilik, içinde birden fazla HaÅŸhaÅŸi hançeri barındırır. “Yukarı”dan emir aldığında, alır bu hançeri, kol kola gezdiÄŸi, birlikte yiyip içtiÄŸi, uzun süre beraber yaÅŸadığı, gözünün içine baktığı, yüzüne güldüğü adamın yüreÄŸine saplar. Tıpkı amirlerinin kafasına silah dayayan yaverler gibi…
Kısaca, Fetullahçı Terör Örgütü’ne mensup, ona tam tamına teslim olmuÅŸ bir mankurt, insanı her an satmaya hazır kaypak, ilkesiz, kiÅŸiliksiz ve omurgasız bir karaktere sahiptir. Ona asla güvenilmez. GösterdiÄŸi sıcak ilgi ve güler yüzün arkasında bin bir hile, fesat ve fücur saklıdır. Dış dünyasında güler yüz gösterirken, iç dünyasında düşündüğü tek ÅŸey muhatabını tavlayıp örgütüne kazandırmak veya farklı yollardan ondan yararlanmaktır. GösterdiÄŸi gülen yüze güvenip dayandığında bir köpük tabakasına yaslanmış gibi yere yığılıverir insan.
***
Gülen hareketinin temeli “2Y, 4H” formülüne dayanır. Y’ler yalan ve yolsuzluÄŸa iÅŸaret eder. Gülen örgütünün en temel deÄŸeri yalandır. Her tür faaliyetlerine akla hayale gelmez yalanlarla mistik bir boyut katarak insanları büyülerler. Bununla birlikte örgüt üyeleri, örgütün hasımlarına karşı her tür yalana, iftiraya ve kumpasa baÅŸvurmaktan asla çekinmezler.
YolsuzluÄŸa gelince: Gülen örgütü aynı zamanda para, mülk ve servet devÅŸirme mekanizmasıdır. Örgüt mensupları bu tür kaynakları toplayıp sorumlu oldukları yere aktarmaktan baÅŸka bir ÅŸey bilmezler. Bu kaynaklar tamamen kapalı devre bir sistem içinde kullanılır veya deÄŸerlendirilir. Açıkgözlü, uyanık “abiler” örgütün kaynaklarını olabildiÄŸine istismar edebilmektedirler.
Örgütün yapısını oluÅŸturan H’ler ise örgütün, “hizmet”, “hikmet”, “himmet” ve “hidayet” gibi dört ayak üzerine oturmuÅŸ iÅŸleyiÅŸ felsefesine iÅŸaret eder. Örgüt mensubunun beynine kazınan ÅŸey ÅŸudur: Kendini bütün varlığınla hizmete adayacaksın, örgütle ilgili her ÅŸeyde bir hikmet göreceksin, örgüte daima himmet toplayacaksın ve sonucunda da hidayete ereceksin! Bu mekanizmalar aynı zamanda örgüt mensuplarının beyin yıkama araçlarıdır. Sorgulayıcı olmamalarının temelinde bunlar yatar.
***
Kurtların bir özelliği vardır: Ağızları kan gördüğünde ya da kan kokusu aldıklarında azar, gözlerini kan bürür, hiçbir şeyi görmez olurlar. İçlerinden biri yaralanacak olursa dönüp onu parçalar ve yerler.
Gülen örgütünün mankurtlarını azgın kurtlara dönüştüren ÅŸey “para” ve “iktidar” oldu. Bunlar kime selam verdilerse “burs” veya “himmet” adı altında para kopardılar. ÇoÄŸu zaman aynı okul projesi için onlarca iÅŸ adamından para devÅŸirdiler. Böylece bir okul yapıp, on okulun parasını topladılar. Aynı ÅŸekilde kime selam verdilerse “burs” adı altında himmet parası aldılar. Topladıkları bursların yüzde birini bile öğrencilere burs olarak vermediler. Stratejik yerlere yerleÅŸtirecekleri çok az öğrencinin dışında hiç kimseye doÄŸru düzgün burs vermedi Gülen örgütü. Yurtlarında veya evlerinde düşük ücretle barındırdıkları öğrencileri de deÄŸiÅŸik iÅŸlere koÅŸturarak onlardan yararlandılar. Ama onlar üzerinden devasa bir rant makinesini ve çarkını döndürdüler.
Gülen örgütünün militanları, 17-25 Aralık sonrasında para muslukları kesilince, bin bir hile ve desiseyle kaptıkları iktidar koltuklarını kaybedince veya daha da kaybedeceğini anlayınca aç kalmış azgın kurtlara dönüştüler. Mankurtların 15 Temmuz akşamında sergilediği kanlı manzaralar bunun sonucunda ortaya çıktı.
Henüz yorum yapılmamış.